Ev Yapımı Supangle

 Merhaba,

Gelsin mi yine yılların tarifi. Bu tarifimde 10 yıldır sürekli yaptığım bir tarif.

Tarifi, yıllar önce Ülker markasının bir reklam kitapçığı tarifinden almıştım. 

Sağlıklı gıda arayışında yavaş yavaş gözümü açmaya başladığım dönemde, hazır pudinglerin alternatifi olarak kullamaya başladım bu tarifi. Tarif kakao severler için şahane bir tarif. Aslında tarifi daha önce yayınlamışım, bu sefer en son dokunuşlarla paylaşıyorum.

MALZEMELER

1 su brd. şeker
3-4 çorba kaşığı kakao
3 su bard. süt
2 çorba kaşığı un
1 paket vanilya
2 çorba kaşığı tereyağı

HAZIRLANIŞI

Ben kakaoyu çok sevdiğim için 4 kaşık kullanıyorum. 3 kaşık olarak da denedim. Daha hafif oluyor. Fakat bencesi 4 tür, tercih size kalmış. Bir tencerede tozşeker, kakao, süt ve unu mikserle 2-3 dakika çırpın. Bu aşamada biraz bekletirseniz kakao iyice çözündüğü için daha kıvamlı ve ince dokulu-pürüzsüz oluyor. Tencereyi ocağa alın ve orta ateşte tahta bir kaşıkla karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin. Tencereyi ocaktan alıp, vanilya ve tereyağını ilave edin. Kaselere paylaştırın, iyice soğuduktan sonra buzdolabında 2 saat bekletin. Soğuk olarak servis yapın. Servis yaparken evdeki malzemelerle süsleyin:)

Afiyet olsun.

Krep

Yavaş zamanların harika yiyeceği krep. Sanırım 6 yıldır değiştirmediğim tarifim budur. Facebook sayfamda paylaşmışım buraya da ekliyorum.

Bu krep, hem küçüklere hem de büyüklere hitap ediyor. Tarifde kabartma tozu kullanılmıyor.

MALZEMELER

-1 su bardağı un

-1 su bardağı süt

-2 yumurta

-3/4 çay bardağı sıvı yağ

-1 tatlı kaşığı pudra sekeri

- Tuz

HAZIRLANIŞI

Bütün malzemeyi derin bir kaba ekleyip iyice homojen bir hale gelinceye kadar  çırpıyoruz. Mikser kullanmanıza gerek yok, tel çırpıcı da işinizi görür.

Ölçü kaplarının ağızlıklı olanlarından alırsanız krep yaparken tavaya dökme işleminizi rahatlıkla yapabilirsiniz. Yoksa ekstradan kepçe kullanmanız gerekecek.

Ocakta kızgın tavada arkalı önlü pişiriyoruz. İlk pişirme işleminden önce tavanıza bir damla yağ gezdirebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Ekşi Mayalı Ekmek

En güzel an...Bütün süreç tamamlandıktan sonra çekim anı.

Ekşi mayalı ekmek tarifi vermedim. Sadece deneyimlerimi paylaşıyorum, cesaret versin diye.

İnternet türlü türlü ekşi mayalı tariflerle dolu artık. Ben ilk ekmek yapmaya başladığımda deneme yanılma yöntemi ile yol aldım. Gerçi pek de yanıldığım söylenemez:) 

Bu şekilde iki ekmek yapıldı, soğuk ön mayalama ile harika bir ekmek oldu. Özetlemek gerekirse; ekşi maya, su, çavdar ve buğday unu, tuz yoğur ve buzdolabına kaldır, bunu akşamdan yapmalısın.

Ertesi gün dışarıda iki saat beklet, biraz su, beyaz un, tuz ve zeytinyağı ile tekrar yoğur. Dolaba kaldır, 6 saat beklesin, çıkar şekil ver. Tepside mayalandır, en az iki saat.  Fırına mini bir borcamda su yerleştir. 240 derece fırında yaklaşık bir saat pişir.

Köylerde gördüğüm mini bir sır, en son şekil verirken hamura biraz çörek otu katmalısın. Harika oluyor.

Bu da henüz emekleme aşamasında olan bir ekşi maya. Özellikle paylaşmak istedim. Yeni başlayanlara cesaret versin diye. Genelde iyice olgunlaşmış güçlü maya görüntüleri başlangıç aşamasında olanların gözünü korkutabiliyor.

Bu ekmekte hiç katlama yapmadım. Katlama her zaman şart değil. 

Katlama yapmazsanız ekşi mayalı ekmek olmaz diye bir koşul yok.

Katlama yaparsanız farklı, yapmazsanız daha farklı bir doku tad elde edersiniz.

Hangisi sizin için daha güzel, bunu siz deneyerek bulacaksınız. 

Un çok önemli, Kars unları her zaman iyidir. Sonra Gaziantep ve Konya diyebiliriz.

Her daim rastgelsin bütün güzellikler...

Fermente Mutfağım

Bizim mutfak bir atölye gibi çalışıyor. Yaz başı reçellerle başlıyoruz, sonra tarhana, sonra sirke devamında zeytin...

Şimdi zeytinlerimi yazayım istedim. Sadece tuzdan ibaret zeytinlerimi.

Son iki yıldır harika zeytin yapmanın püf noktalarını da öğrendim, zeytinimin tadı bir başka. Tabii salamuralık iyi yeşil zeytin bulabilirsem.

Şehirlere yerleşen kalabalık nüfusları beslemek için, gıdanın doğal olgunlaşma sürecine müdale edildi. Gıda olması gereken besleyici diğerini hızla yitirdi. Yenildiğinde vücuda güç kuvvet olması gerekirken, sadece yük oldu.

Bunlar sonbaharda şişelere giren zeytinlerim. Yaklaşık 4 ayın sonunda açıyorum. Daha da beklenilebilir, fakat benim sabrım yok:)

Sonunda böyle bir tabak dolusu lezzete ulaşıyorsunuz.

Sırada tarhana ve kefir var...

Sirkelerim

 Şimdi sizinle yıllardır yaptığım sirkelerimi ve sirke küplerimi paylaşacağım. 

Bloğumu açarken amacım, sağlıklı gıdaya ulaşmaktı. Yoksa çeşit çeşit hamur işleri ile meşgul olmak değildi. 

2009 dan beri aldığım bu yolda, çok okudum, çok araştırdım, bu süreç hala devam ediyor.

En organik olan değil, en olması gereken hedefim. 

Bu üzüm sirkesi, kendi bahçemdeki kara üzümlerin sirkesi. Sirke yapımı o kadar çok sömürülüyor ki....

Çok basit, olması gereken bir üzüm yada elmadan temiz su ile fermantasyon sonucu elde edeceğiniz bir ürün.

İlk mayalanma gerçekleşince, yani sirke anası dediğimiz jel tabakası, sirkeyi süzüyoruz.

Bu aşamada damak zevkinize göre, biraz bal ya da şeker, minik bir kaya tuzu ekleyip bekletiyoruz.

Tekrar bir tortu oluşup tadı keskinleşecektir, tekrar süzüyoruz sirkemiz hazır.

Bu da yeni hazır olan elma sirkem. Ama üzüm sirkem hep favorim.

Blog yazmanın en en güzel yanı hatıralara tanıklık etmesi.

Venedik gezimizden birkaç fotoğraf paylaşmak istiyorum.

Tabii bunlar birkaç yıl öncesi fotoğraflarımız.

Dünyayı saran pandemiden dolayı heryer bomboş, her yer kapalı.

Fırsatınız varsa görülmesi gereken bir yer Venedik. Su şehri...Yüzen şehir...Minik harika bir görsel şölen. Tabii hayli turistik bir ortam.

Yurt dışında olunca, en çok aradığımız şeylerden biri de çay oluyor.

Çok yorulduğumuz bir anda, Venedikte Bosnalı bir cafeteryaya denk gelip çay içebilmek bizi çok mutlu etmişti.

Kalın selametle, yazacak bir sürü notlarım var hayattan. Umarım çabuk elim değer.